Son terkedeşlerimden biriydi...Masum çırpınışları, emekleyerek gittiğimiz bu yolda çan sesinin dinmesine yakın olan sesten, titreklikten öteye gitmiyordu. Bir senfoni orkestrası gibi irili ufaklı dizilmiş karınca sürüleri... Beraber olmalarına rağmen bir o kadarda birbirine uzak iki gezegen gibi hoyrat, bin yüz yirmi dört katlı rezidansta birbirini tanımayan iki daire gibi olan ama yolundan sapmayan tırtıllar; iğrenç bağırma ve heyezanları,birbirini kovalayan yakarışlarıyla yolun tükenmesini beklediler.Taaaaki zincirdenden bir halka eksilip yeni bir halka eklenene kadar....Ve sonunda bende eksildim.
Bugun soz bir kez daha İstanbul trafiğini terkettim.