Sayfalar

20 Mart 2016 Pazar

Deneme-Mutluluk vb.


Bir kitapta mutluluk için basit bir tanım yapılmıştı.

Mühendis olarak kısaca formüle edecek olursak :

Mutluluk = Hayattaki beklentiler - karşılanan beklentiler

Yukarıdaki formüldeki çıkan değer 0' a ne kadar yakınsa o kadar mutluyuz.

Peki hayattaki beklentilerimiz ne ve bunları gerçekten biz mi belirliyoruz ?

Çocukluğunu 90' lerde geçirmiş ; mahalle maçları yapan , topu arada komşunun bahçesine kaçıp komşusundan fırça yiyen, saklanmaç oynarken gerçekten kaybolan, bisikletiyle dünyadaki tüm sınarlara yeten bir çocuğu düşünün. Sizce bu çocuğun mutlu olması için ne gerekir ?
Beklentiler :
-Bisiklet
-Futbol topu
-Arkadaşlar
-Aile

Bu beklentiler çocuk için nefes alırken kullandığı oksijeni bulmak kadar kolaydır (ortalama bir aile için).  O kadar ki çocuk satın alma dürtüsüyle büyümediğinden ve çevre baskısı tüketim üzerine kurulmadığından kendi karakteriyle bir yerlere gelecek ve mutsuz olduğu için başkasını  bahane edemeyecektir.

Çocuk büyüdükçe satın alacağı bir gezekenin varlığını çevre baskısı ile anlar ve karakterini arka planda bırakır. Sonraki süreç  satın alırken nelerini satabileceğidir: bu çocuğun ingilizcesi, karşısındaki kişiye ne ölçüde itaat edebileceği, kısaca karşısındaki kişiyi  mutlu edecek enstrümanlara ne kadar sahip olduğumuzdur.

Karşımızdaki kişiyi ne kadar karlı edersek o kişi o kadar mutlu olacak ve bu ölçüde o kişi de bizi mutlu edecek. Varsayımımız bu.

Çıkmaza giren konu : kişi veya kişiler için karlılığın bir sınırı yoktur ve kapitalizm en mutluların yaşayacağı bir düzen. Yani herkes mutlu olamaz, birileri mutsuz olmalı.
Hayatta kalma mücadelesi veriyoruz, mutlu olmak için...
İstemediğimiz enstrümanları kişilere sadece kar getirmesi için çalıyoruz ; hangi melodiyi çaldığını bilmeden.

 devam edecek...